31 Mart 2012 Cumartesi

Hoşgeldin Sinemanın Baharı


Geldi yine ayların en heyecanlısı ve baharın en güzel müjdesi, festivalin baharı nisan ayı :)

Dün akşam yapılan törenle 31. İstanbul Film Festivali başlamış oldu. Açılış filmi Terence Davies'in son filmi 'The Deep Blue Sea/Aşkın Karanlık Yüzü'... Filmle ilgili düşüncelerimi en kısa zamanda paylaşacağım. İlkin festival önerilerimin bulunduğu şu sayfaya bir göz atın: http://www.filmlerim.com/makale/11637/sinema-yazarlarindan-istanbul-film-festivali-icin-oneriler?g=14

Tabiî bunlar on filmle sınırlandırılan listeler, dolayısıyla 220 gibi bir sayıyla film kapasitesine sahip bir festivalden on film çekip çıkarmak haliyle zor. Bunlar benim merak ettiklerim diyelim :)

Festivaller bana hep izlediğim filmleri bile bir kez daha izleme isteği verir. Mesela bu yıl The Wall, Moulin Rouge, Ashes of Time gibi filmlere bilet almamak için kendimi zor tuttum. O filmleri bir kez daha izlemek, büyük perdede, o büyülü ortamda bir kez daha zevkini çıkara çıkara seyretmek elbette ki müthiş. Ancak izlenecek o kadar film, keşfedilecek o kadar yeni isim var ki. Bu filmlerin bir kısmını Emek'te izlemek istemenin de burukluğu... Emeksiz üçüncü festival oluyor bu. 

Festival boyunca yazmaya çalışacağım. Başarılı olamazsam festival sonrası yazarım, gönül bağımın en derinden kurulduğu İstanbul Festivali'ne vefa borcumu belki yazarak ödeyebilirim. Öy le bir festival ki haberleri çıkmaya başladığı anda insanın kalbine farklı heyecanlar yaşatıyor. Biri bittiğinde gelecek yıl için beklenilmeye başlanıyor. Bu güzel bahar günlerinde kırın okullarınızı, işlerinizden kaçamaklar yapın, bir filme dalın ve fida filmin o müziğini duyarak başlayın filmi izlemeye. Ve hep birlikte bağırın: Bırakın artık EMek'in yakasını, bırakın festivallerimizi, onlar bizim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder