28 Ocak 2012 Cumartesi

Oscar Adaylarından Seçmeler II (oyuncular)


Oscar adayları ikinci bölümü ancak yazabiliyorum. Bir atalet ki üzerimde ne film izlemek ne de yazmak çekici gelmedi birkaç gün. Neyse esas meseleye gelelim. Oyunculuklarda istediğim ama “olmaz herhalde” dediğim birkaç nokta oldu, bu çok mu sevindirici? Tartışılabilir. Örneğin Gary Oldman gibi bir oyuncunun adaylığı hatta ödülü olsun istiyordum, bu sene aday yaptılar sonunda ama tabiî ki ödülü alamayacağı bir sene bu ve TTSS, Oldman’ın oyunculuk adına yarattığı harikaların yanında sönük kalıyor. Tinker... harika bir film, ancak Oldman’ın filmde ayırt edici diyebileceğimiz bir rolü yok esasında. Ben tahminlerimde Leonardo DiCaprio üzerinde durmuştum birkaç yerde adına da rastladık aslında. Bir de büyük bir utanç Michael Fassbender’in bu kadar es geçilmiş olması burada. Tamam film Akademi için “fazla” olabilir ancak oyunculuk alanında Fassbender’i görememek, öne çıkaramamak “ayıp”lardan biri olmuş. Sevindiren “olmaz herhalde” tahminlerimden biri de Demian Bichir (A Better Life) oldu. Filmi izledikten sonra SAG’ın çok yerinde bir tercihle Bichir’i aday yaptığını düşünmüştüm. Hatta Brad Pitt biraz da popülerliğinden listelere geçebilecekken Bichir’in ondan daha iyi bir oyunculuk çıkardığını ve bunun görülmezse yazık olacağını söylemiştim. İyi oldu da Akademi üyeleri bu adamı fark edebildi. Screen Actors Guild  Oyuncular Birliği ve Independent Spirit adaylıklarından sonra Oscar adaylığı kaptı Bichir.
Kadın oyuncu adaylarındaki “ayıp”sa Tilda Swinton’ı es geçmek. Swinton yerine demek ki Rooney Mara tercih edilmiş gibi görünüyor. Henüz Amerikanya The Girl with The Dragon Tattoo’yu izlemedim ancak orijinal film belki biraz yol gösterici olacaksa (üstelik kitabı okumuş biri de olarak) şunu söylemem gerekir ki Lisbeth Salander zorlu bir rol. Sanırım Akademi üyeleri bunca taciz, kendi başınalık, psikolojik yalnızlık gibi dertlerden muzdarip Salander karakterini öne çıkarmayı uygun görmüş. Filmi izleyince bakacağız artık. Bu kategoride gönlüm Michelle Williams / Viola Davis ikilisinden yana. Şanslar çok uzak değil de ortada Meryl Streep faktörü ve onun ödüle susamışlığı var. (ciddi ciddi hem de)
Yardımcı oyuncu kategorilerinden kadınlarda hiç boş geçmemişim, listedeki isimlerle benim tahminlerim aynı. Erkeklerde de Drive’la Albert Brooks öne çıkıyordu o yüzden şaşırtıcı geldi bana Max von Sydow (Extremely Loud and Incredibly Close). ELAIC fazla öne çıkan bir film olmadı sezon boyunca ve duyduğum eleştiriler de pek iyi değildi. Tabiî ki bu, kötü filmden iyi oyunculuk çıkmaz demek değil; ancak filmi de en iyi dokuz film adaylığı içe aldılar. Dolayısıyla şans devam ediyor Max von Sydow için. Ve bu yaşayan en büyük oyunculardan birinin ödüllendirilmesi sinemaseverlerli elbette ki sevindirecektir.

En İyi Erkek Aktör    

    Demian Bichir, A Better Life
    George Clooney, The Descendants
    Jean Dujardin, The Artist
    Gary Oldman, Tinker Tailor Soldier Spy
    Brad Pitt, Moneyball

En İyi Aktris

    Glenn Close, Albert Nobbs
    Viola Davis, The Help
    Rooney Mara, The Girl with the Dragon Tattoo
    Meryl Streep, The Iron Lady
    Michelle Williams, My Week with Marilyn

En İyi Yardımcı Erkek

    Kenneth Branagh, My Week with Marilyn
    Jonah Hill, Moneyball
    Nick Nolte, Warrior
    Christopher Plummer, Beginners
    Max von Sydow, Extremely Loud and Incredibly Close

En İyi Yardımcı Kadın

    Berenice Bejo, The Artist
    Jessica Chastain, The Help
    Melissa McCarthy, Bridesmaids
    Janet McTeer, Albert Nobbs
    Octavia Spencer, The Help

24 Ocak 2012 Salı

Oscar Adaylarından Seçmeler I (film ve yönetmen)


 84. Akademi Ödülleri adayları bugün açıklandı ve birtakım yarışlar sona ererken şimdi yarış belli isimler etrafında başladı. Adaylar açıklanmadan önce kişisel listelerimizi yaptık ve beklemeye koyulduk. Bu yıl bloggerların katılımıyla http://theoscarboy.com/ adresinden takip edilebilecek bir ortaklığa gittiğimiz için kendi listemi buraya yazmadım ancak bu yazının sonuna eklemeyi düşünüyorum. Neyse gelelim esas meseleye...
Bu yıl her yıl olduğu gibi sektör ödüllerini / adaylarını takip edenler için ufak tefek olabilecek süprizler dışında adayların genel çerçevesi belliydi. Aslında sektörel adaylıkları ve buna bağlı olarak genel aday mevsimini takip etmeye başlayalı beri ödüllerin yıllık son durağı olan Oscarlar pek aşırtıcı gelmiyor bana. Uzunca bir süredir bu işin bir gösteri olduğunu kendi kendime kabul ettirsem de adaylıklar açıklanınca -bile bile- yine de küfrediyorum. Halbuki eş dost, star sistemi güdülen bir ortamda hak edeni değil çoğunlukla ilgi göreni öne çıkaracaklarını bile bile. Aslında belki de bu yüzden kendi listemi buraya yazmadım çünkü elim yazmak istemese de mantığın "şu aday olacak" dediği seçenekler çoktu yine bu yıl. Adaylar canlı yayınla açıklanırken bir yandan da twitter'dan dedikodu ve çemkirmelerimizle geçirdiğimiz birkaç paylaşım dakikasında kendi sinirimi kontrol altına alamamamla birlikte hâlâ War Horse denen saçmalığın adaylığına -şaşırmadığım halde- küfrediyorum. Tamamen güdüleme sinemasının bir yüzyıl geride kalan bu vasat bile olmayan örneği, Spielberg hatrına adaylık listesine kondu ya daha da ne desem onu seçenlerle akrabalık derecemi kuvvetlendireceğim o yüzden kesiyorum. (Bu cümleyi anlayan beri gelsin)
En İyi Film / En İyi Yönetmen: Düşüncelerim malum. Burada o şey'in yeri yok! Onun yerine Tinker Tailer Soldier Spy görülmeliydi ama dar kafalı bir anlayışın sınırlarını çok zorlaması gerekiyordu TTSS'ın ki burada yerini alsın. Aday olsa da ödüllendirilmeyeceğini bildiğimden en azından aday olmalıydı diyorum ve yine diyeceğim. Kendi listemde şöyleydi adaylar: The Help, Hugo, Tinker Tailor Soldier Spy, The Artist, The Descendants, Moneyball, Midnight In Paris... Ben yedi filmlik bir liste yapmıştım. Filmlerdeki sıralama tamamen tesadüfidir, herhangi bir sıra gözetmedim. Extremely Loud and Incredibly Close fazlasıyla uzak olduğum bir film, izlemediğim için ve hakkında detaya da sahip olmadığım için onu listeye almamıştım ki zaten genelde adı geçmiyordu şu güne kadar. Daldry sevgisi deyip bağrımıza basıyoruz bu filmi de şaşılacak bir şey yok. Adayların hepsini izlemedim, tam bir yorum yapamam -bu hakkımı daha sonraya saklıyorum - ancak bu listede bariz öne çıkan film The Artist. Filmin kendiyle getirdiği 42 toplam ödülü var ve bunların yanına Oscar'ı da koyacağından şüphem yok.
Bu listede şaşırtıcı olan The Tree of Life, aynı zamanda güzel bir şaşkınlık bu. Filmin aday olması kadar güzel ve heyecan verici olansa Terence Malick'in yönetmenlik adaylığı. En son Yönetmenler Birliği (DGA) aday listesine göre kafamda şekillenen listede Malick yoktu çünkü onu birlik aday göstermedi. Fincher, Girl with The Dragon Tattoo ile adaylık kaptı orda ama Oscarlarda yerini Malick'e bıraktı. Onun dışında farklı bir isim yok. Kendi listem de Malick dışında aynıydı bu adaylıklarla. Ben de Malick yerine Fincher'ı aday gösterirler diye bekliyordum. Şu durumda beni en çok mesut eden kadro yönetmen adaylarındaki kadro. Bu isimlerin hepsi can :) yalnız Yönetmenler Birliği'nin ödüllerini açıklamasıyla kazanacak isim belli olacak, hangisi alırsa alsın ben sevineceğim.

Film adayları:
    The Artist
    The Descendants
    Extremely Loud and Incredibly Close
    The Help
    Hugo
    Midnight in Paris
    Moneyball
    The Tree of Life
    War Horse

Yönetmen adayları
    Michel Hazanavicius, The Artist
    Alexander Payne, The Descendants
    Martin Scorsese, Hugo
    Woody Allen, Midnight in Paris
    Terrence Malick, The Tree of Life

17 Ocak 2012 Salı

İngilizlerin tercihleri

Geldik İngilizlerin tercihlerine. Bugün erken saatlerde BAFTA ödülleri adayları açıklandı. Birkaç falso denilebilecek (oyunculuk) tercihlerinin yanında gayet aklı başında tercihleriyle karşımıza çıktı BAFTA. 12 Şubat'ta ödüller dağıtılacak, şimdi biz adaylarımıza bakalım. Ben bazı dallardaki düşüncelerimi, tercihlerimi ilgili adaylıkların bölümüne yazdım. Teknik konularla ilgili malumatım yok, çok da önemsemiyorum zaten bazı ödülleri. Bugün Londra eleştirmenleri de açıkladılar adaylarını, onların da tercihleri hemen hemen aynı görünüyor, tam incelemedim ama ilk elden gözüme çarpan detay bu oldu.
Adaylıklarda Tinker Tailor Soldier Spy'ın bu kadar öne çıkması ve hemen hemen tüm katogorilere adını yazdırması beni çok sevindirdi. İzlemeden önce mutlaka iyi bir film seyredeceğimi biliyordum (yönetmenin Tomas Alfredson olduğunu öğrenince merak ve ilgim tavan yapmıştı) İzleyince iyiden öte bir filmle karşılaştım. Bu yılın en önemli en saygın isimlerinden TTSS. Oyunculuk, işçilik, senaryo, atmosfer her şey harika. Gösterime girince detaylı bir yazı yazarım şimdilik bu kadar TTSS bilgisi.

Hadi Tinker Tailor Soldier Spy!!!

sanırım çok renk verdim :p
ADAYLAR
YILIN FİLMİ
THE ARTIST
THE DESCENDANTS
DRIVE
THE HELP
TINKER TAILOR SOLDIER SPY

Ne güzel bir listedir bu. Belki The Help film için fazla şişirme ama bu yılın “iyi hisset” filmlerinden sayıyorum ben The Help’i. Oyuncuların da performanslarıyla ayakta duran bir film. Sıkmadan izlenecek bir seyirlik. Ama buradaki Tinker Tailor Soldier Spy var ya, tüm listeye değer. Silsin süpürsün isterim ortalığı ama sanırım En İyi İngiliz Filmi’ni alır burada da yerini The Artist’e bırakır.

YILIN İNGİLİZ FİLMİ

MY WEEK WITH MARILYN
SENNA
SHAME
TINKER TAILOR SOLDIER SPY
WE NEED TO TALK ABOUT KEVIN
TTSS dışında malumatımın olmadığı bir dal bu. Filmlerin hepsi tanıdık tabiî ki ama henüz izleme imkanına sahip olamadım. Yalnız Senna’nın adını birkaç arkadaşımdan sıkça duyuyorum ve ilginç bir şekilde sevindim adaylığına.
İLK FİLM (İNGİLİZ)
ATTACK THE BLOCK
BLACK POND
CORIOLANUS
SUBMARINE
TYRANNOSAUR
Yine adlarını sıkça duyduğum filmler. Paddy Considine (Tyrannosaur) ve Ralph Fiennes’ın (Coriolanus) yönetmenlikleri ne kadar başarılı buradan bilemiyorum ama Richard Ayoade’nin Submarine’i geçtiğimiz yılın en iyi işlerinden biriydi, gönlüm ondan yana.
YÖNETMEN
THE ARTIST - Michel Hazanavicius
DRIVE - Nicolas Winding Refn
HUGO - Martin Scorsese
TINKER TAILOR SOLDIER SPY - Tomas Alfredson
WE NEED TO TALK ABOUT KEVIN - Lynne Ramsay
Michel Hazanavicius’un destekçisiyim. 2000’li yıllarda sessiz film yaparak bizi eskinin büyülü sinema zamanlarına götüren ve sinemanın temel ilkelerini hatırlatan The Artist sevgiyi hak eden bir film. Onun yanında Hugo ile Martin Scorsese’nin ağırlığı ve onun da bir nevi sinema güzellemesi yapması olumlu noktalar olarak duruyor listede. Altın Ayı’yı kaptı Scorsese buna bulaşmasın
BELGESEL
GEORGE HARRISON: LIVING IN THE MATERIAL WORLD - Martin Scorsese
PROJECT NIM - James Marsh, Simon Chinn
SENNA - Asif Kapadia

ORİJİNAL SENARYO
THE ARTIST - Michel Hazanavicius
BRIDESMAIDS - Annie Mumolo, Kristen Wiig
THE GUARD - John Michael McDonagh
THE IRON LADY - Abi Morgan
MIDNIGHT IN PARIS - Woody Allen
Kim ne derse desin burada Woody’nin tarafındayım. O kadar güzel bir senaryoya sahip ki Midnight In Paris... Hak ediyor ödüllendirilmeyi. Hızını da aldı geliyor zaten. Burada The Guard hakkında bilgim yok ama film kolayda, izlenecekler listesinde yani.
UYARLAMA SENARYO
THE DESCENDANTS - Alexander Payne, Nat Faxon, Jim Rash
THE HELP - Tate Taylor
THE IDES OF MARCH - George Clooney, Grant Heslov, Beau Willimon
MONEYBALL - Steven Zaillian, Aaron Sorkin
TINKER TAILOR SOLDIER SPY - Bridget O'Connor, Peter Straughan

TTSS konusunda o kadar saplantılıyım ki burada başka adayı gözüm görmez. Payne filmi The Descendants da alabilir, yabancıya gitmez yani. Artık sıkıldım S. Zaillian, A. Sorkin’den; adları neredeyse ödülle bir anılır oluyor. Moneyball’u sevmedim zaten. Altın Kürelerden de eli boş döndü, buradan da bir şey çıkmasın.
YABANCI FİLM
INCENDIES - Denis Villeneuve, Luc Déry, Kim McGraw
PINA - Wim Wenders, Gian-Piero Ringel
POTICHE - François Ozon, Eric Altmayer, Nicolas Altmayer
A SEPARATION - Asghar Farhadi
THE SKIN I LIVE IN - Pedro Almodóvar, Agustin Almodóvar
Incendies çok uzakta kaldı yahu, bu senede ne işi var? Tam bilmiyorum gerekçeyi ama İngiltere’de gösterim tarihiyle ya da BAFTA’nın tarih düzenlemesiyle alakası olabilir. Neyse bu yıl o kadar güçlü bir aday var ki Yabancı Film listelerinde: Asgar Farhadi imzalı, Jodaeiye Nader az Simin (A Separation). Bir Zamanlar Anadolu’da’nın olmadığı her yerde Jodaeiye Nader az Simin ilk ve tek tercihimdir.
ANİMASYON
THE ADVENTURES OF TINTIN: THE SECRET OF THE UNICORN - Steven Spielberg
ARTHUR CHRISTMAS - Sarah Smith
RANGO - Gore Verbinski
Valla geçen günkü Tintin olayından sonra Rango alır mı bilemem ama listeleriyle daha aklı başında görünen İngilizlerden Spielberg yandaşlığı beklemiyorum.
EN İYİ ERKEK OYUNCU
BRAD PITT - Moneyball
GARY OLDMAN - Tinker Tailor Soldier Spy
GEORGE CLOONEY - The Descendants
JEAN DUJARDIN - The Artist
MICHAEL FASSBENDER - Shame

Jean Dujardin olsun olmazsa Gary Oldman olsun. O da mı olmadı George Clooney olsun, yetmediyse Fassbender (hastasıyım) olsun ama Brad Pitt OLMASIN!! Bu filmle işi yok en iyiler listesinde.

EN İYİ KADIN OYUNCU
BÉRÉNICE BEJO - The Artist
MERYL STREEP - The Iron Lady
MICHELLE WILLIAMS - My Week with Marilyn
TILDA SWINTON - We Need to Talk About Kevin
VIOLA DAVIS - The Help

Viola Davis taraftarıyım bu yıl. Çok iyi bir oyuncu Davis ama karşısındakiler de pek tabiî ki çok iyi oyuncular. Meryl Streep’i istemiyorum burada sadece. B. Bejo da her yerde yardımcı ödüllerde görünürken BAFTA’da başrol kabul edilmiş, şansı azalıyor tabii. Gerçi yardımcılarda da şansı olmazdı.

EN İYİ YARDIMCI ERKEK
CHRISTOPHER PLUMMER - Beginners
JIM BROADBENT - The Iron Lady
JONAH HILL - Moneyball
KENNETH BRANAGH - My Week with Marilyn
PHILIP SEYMOUR HOFFMAN - The Ides of March

İşte İngilizlerin aklı başındalıklarına iyi bir örnek daha: The Ides of March’la P.S. Hoffman’ı görebilmek, Gosling’i değil. Ancak burada Plummer adı öne çıkıyor. Beginners orta karar bir film aslında ama anlatımı iyi. Plummer da burada öne çıkıyor.

EN İYİ YARDIMCI KADIN

CAREY MULLIGAN - Drive
JESSICA CHASTAIN - The Help
JUDI DENCH - My Week with Marilyn
MELISSA MCCARTHY - Bridesmaids
OCTAVIA SPENCER - The Help

Octavia Spencer, Octavia Spencer, Octavia Spencer... Başka aday var mı? Ha tamam, Jessica Chastain olsun o zaman. Şaka gibi Chastain bu yıl altı filmle karşımıza çıktı ve topluca da bir ödül kaldırdı sezonda.
MÜZİK
THE ARTIST - Ludovic Bource
THE GIRL WITH THE DRAGON TATTOO - Trent Reznor, Atticus Ross
HUGO - Howard  Shore
TINKER TAILOR SOLDIER SPY - Alberto Iglesias
WAR HORSE - John Williams

Bi git John Williams ve War Horse!! Burada The Artist var.

SİNEMATOGRAFİ

THE ARTIST - Guillaume Schiffman
THE GIRL WITH THE DRAGON TATTOO - Jeff Cronenweth
HUGO - Robert Richardson
TINKER TAILOR SOLDIER SPY - Hoyte van Hoytema
WAR HORSE - Janusz Kaminski

TTSS... Aday olduğu tüm dallarda destekleyeceğim tek isim... (Oyunculukta isimler artıyor tabii ki)

KURGU
THE ARTIST
DRIVE
SENNA
TINKER TAILOR SOLIDER

SANAT YÖNETİMİ

THE ARTIST - Laurence Bennett, Robert Gould
HARRY POTTER AND THE DEATHLY HALLOWS – PART 2 - Stuart Craig,
HUGO
TINKER TAILOR SOLDIER SPY
WAR HORSE

KOSTÜM
THE ARTIST
HUGO
JANE
MY WEEK WITH MARILYN
TINKER TAILOR SOLDIER SPY

SES
THE ARTIST
HARRY POTTER AND THE DEATHLY HALLOWS – PART 2
HUGO
TINKER TAILOR SOLDIER SPY
WAR HORSE

ÖZEL EFEKT
THE ADVENTURES OF TINTIN: THE SECRET OF THE UNICORN
HARRY POTTER AND THE DEATHLY HALLOWS – PART 2
HUGO
RISE OF THE PLANET OF THE APES
WAR HORSE

MAKYAJ
THE ARTIST
HARRY POTTER AND THE DEATHLY HALLOWS – PART 2
HUGO
THE IRON LADY
MY WEEK WITH MARILYN

KISA ANİMASYON

ABUELAS - Afarin Eghbal, Kasia Malipan, Francesca Gardiner
BOBBY YEAH - Robert Morgan
A MORNING STROLL - Grant Orchard, Sue Goffe

KISA FİLM
CHALK - Martina Amati, Gavin Emerson, James Bolton, Ilaria Bernardini
MWANSA THE GREAT - Rungano Nyoni, Gabriel Gauchet
ONLY SOUND REMAINS - Arash Ashtiani, Anshu Poddar
PITCH BLACK HEIST - John Maclean, Gerardine O'Flynn
TWO AND TWO - Babak Anvari, Kit Fraser, Gavin Cullen

EN İYİ ÇIKIŞ / GENÇ YETENEK / YÜKSELEN STAR hangisini tercih ederseniz artık

ADAM DEACON
CHRIS HEMSWORTH
TOM HIDDLESTON
CHRIS O’DOWD
EDDIE REDMAYNE








15 Ocak 2012 Pazar

Ödüle Bir Kala...





Bu gece verilecek olan 69. Altın Küre Ödüllerine az bir zaman kala adayları hatırlamak ve tahminlerimi paylaşmak adına...

EN İYİ FİLM, DRAM
The Descendants
Help
Hugo
The Ides of March
Moneyball
War Horse
Bu dalda ödülü kim alırsa alsın fazla bir heyecanım yok çünkü izlediklerimi beğenmedim izlemediklerim arasında da tek umudum Descendants. Payne'nin varlığı bu filmdeki tek umudum. Tabii Clooney'nin de karizması var ödüllerde.

EN İYİ YÖNETMEN
Woody Allen – Midnight in Paris
George Clooney – The Ides of March
Michael Hazavicius – The Artist
Alexander Payne – The Descendants
Martin Scorsese – Hugo
Gönlüm kesinlikle Woody'den yana. Uzun zamandır küslüğümüz bu filmle yerle bir oldu ama The Artist'in parıltısı ve kendisiyle bugüne kadar getirdiği ödüller ibrenin ondan yana olduğunu fazlasıyla belli ediyor.

EN İYİ FİLM, KOMEDİ YA DA MÜZİKAL
“50/50″
“The Artist”**
“Bridesmaids”
“Carnage”
“Midnight in Paris”
“My Week With Marilyn” Burada pek kesin bir tahminim yok ama My Week With Marilyn öne çıkıyor. Filmi izlemedim, The Artist'e de şans gülebilir düşüncesindeyim. Ancak ödüllerin filmlere paylaştırılacağı düşüncesiyle The Artist'in başka dallarda öne çıkması muhtemel.
EN İYİ ERKEK OYUNCU, DRAM
George Clooney – The Descendants
Brad Pitt – Moneyball
Ryan Gosling – The Ides of March
Michael Fassbender – Shame**
Leonardo DiCaprio – J. Edgar
Bu dalda Brad Pitt almasın da kim alırsa alsın diyeceğim geliyor o kadar gıcık kaptım Moneyball'un adaylıklarından. Tamam etkili bir isim Pitt, buradaki performansı da fena değil ama "eh işte" dedirten bir rolle ödül almasını istemiyorum doğrusu. Fassbender isteğim, Clooney de tahminim :)
EN İYİ KADIN OYUNCU, DRAM
Glenn Close – Albert Nobbs
Viola Davis – The Help
Rooney Mara – The Girl With the Dragon Tattoo
Meryl Streep – The Iron Lady
Tilda Swinton – We Need to Talk About Kevin**
"The Help" orta karar bir film hatta TV filmi olarak bile görülebilir. Ancak oyuncu performansları açısından parlıyor. Viola Davis de çok çok iyi bir oyuncu ve burada hakkıyla ödülü kaldıracağına şüphem yok. Olmazsa da Tilda olsun, can olsun valla.
EN İYİ ERKEK OYUNCU, KOMEDİ YA DA MÜZİKAL
Jean Dujardin – The Artist       
Brendan Gleeson – The Guard
Joseph Gordon-Levitt – 50/50**
Ryan Gosling – Crazy Stupid Love
Owen Wilson – Midnight in Paris
Jean Dujardin'in muadilini düşünmek bile istemiyorum bu dalda ama olacaksa da Joseph Gordon belki diyorum.
EN İYİ ANİMASYON
“Arthur Christmas”
“Cars 2″
“Rango”
“Puss ‘n Boots”
“The Adventures of Tintin”
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Kenneth Branagh-My Week With Marilyn
Albert Brooks- Drive
Jonah Hill - Moneyball**
Viggo Mortensen - A Dangerous Method
Christopher Plummer - Beginners
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU
Bérénice Bejo - The Artist
Jessica Chastain - The Help
Janet McTeer - Albert Nobbs
Octavia Spencer - The Help**
Shailene Woodley - The Descendants
EN İYİ SENARYO
Michel Hazanavicius - The Artist
Alexander Payne, Nat Faxon and Jim Rash -The Descendants
George Clooney, Grant Heslov and Beau Willimon - The Ides of March
Woody Allen - Midnight in Paris
Aaron Sorkin and Steven Zaillian - Moneyball
EN İYİ YABANCI FİLM
The Flowers of War
In the Land of Blood and Honey
The Kid With a Bike
A Separation
The Skin I Live In
En iyi yabancı film hiç şüphesiz ki Jodaiye Nader az Simin (A Separation). Ancak The Kid with a Bike'ın da süpriz yapma olasılığı var. Bu da kötü bir tercih değil ama Jodaiye... açık ara en iyi film listenin içinde.



EN İYİ ŞARKI
“Lay Your Head Down,” Albert Nobbs
“Hello Hello,” Gnomeo and Juliet
“The Living Proof,” The Help
“The Keeper,” Machine Gun Preacher
“Masterpiece,” W.E.

EN İYİ MÜZİK
Ludovic Bource, The Artist
Trent Reznor and Atticus Ross, The Girl With the Dragon Tattoo
Howard Shore, Hugo
John Williams, War Horse
Abel Korzeniowski, W.E.

Televizyon konusunda en fazla istediklerimi yazarak bahsi kapatabilirim. Downton Abbey, Game of Thrones mutlaka ödüllendirilmeli. Her bölümü adeta bir sinema filmi estetiği veren ve güçlü bir hikaye örgüsü olan Game of Thrones alacağı her ödülü hak ediyor. En sinir olduğum dal burada komedi dalında en iyi erkek oyuncu kategorisi. Bu yıl Jim Parsons yok ama Johnny Galecki var. Ben bıktım bu BBT'den bunlar nıkmadı. Nerde son sezon oyunuyla Steve Carell. Bu adamların Carrell'e bir gıcığı var ve bundan dolayı ben de onlara gıcığım. Neyse ki Amy Poehler unutulmadı da bir nebze olsun bu yürek de rahatladı.
EN İYİ KOMEDİ DİZİSİ
Enlightened
Episodes
Glee
Modern Family
New Girl
EN İYİ ERKEK OYUNCU, KOMEDİ DİZİSİ
Alec Baldwin - 30 Rock
David Duchovny  - Californiacation
Johnny Galecki  - Big Bang Theory
Thomas Jane - Hung
Matt LeBlanc  - Episodes
EN İYİ KADIN OYUNCU, KOMEDİ DİZİSİ
Laura Dern - Enlightened
Tina Fey - 30 Rock
Laura Linney - The Big C
Amy Poehler - Parks and Recreation

Zooey Deschanel - The New Girl
EN İYİ DİZİ, DRAM
“American Horror Story”
“Boardwalk Empire”
“Boss”
“Game of Thrones”
“Homeland”
EN İYİ ERKEK OYUNCU, DRAM DİZİ
Steve Buscemi - Boardwalk Empire
Bryan Cranston - Breaking Bad
Kelsey Grammer - Boss
Jeremy Irons - The Borgias
Damian Lewis - Homeland
EN İYİ KADIN OYUNCU, DRAM DİZİ
Claire Danes  - Homeland
Mireille Enos  - The Killing
Julianna Margulies - The Good Wife
Madeleine Stowe - Revenge
Callie Thorne - Necessary Roughness
EN İYİ TV FİLMİ YA DA MİNİ-DİZİ
“Cinema Verite”
“Downton Abbey”
“The Hour”
“Mildred Pierce”
“Too Big to Fail”
EN İYİ ERKEK OYUNCU, TV FİLMİ YA DA MİNİ-DİZİ (fazla yabancı bana isimler Hugh Bonneville dışında)
Hugh Bonneville - Downton Abbey
Idris Elba - Luther
William Hurt - Too Big to Fail
Bill Nighy - Page Eight
Dominic West - The Hour
EN İYİ KADIN OYUNCU, TV FİLMİ YA DA MİNİ-DİZİ

Romola Garai - The Hour
Diane Lane - Cinema Verite
Elizabeth McGovern - Downtown Abbey
Emily Watson - Appropriate Adult
Kate Winslet - Mildred Pierce
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU, TV FİLMİ YA DA MİNİ-DİZİ
Peter Dinklage - Game of Thrones
Paul Giamatti - Too Big to Fail
Guy Pearce - Mildred Piece
Tim Robbins - Cineme Verite
Eric Stonestreet - Modern Family
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU, TV FİLMİ YA DA MİNİ-DİZİ
Jessica Lange - American Horror Story
Kelly Macdonald  - Boardwalk Empire
Maggie Smith - Downton Abbey
Sofia Vergara - Modern Family
Evan Rachel Wood - Mildred Pierce



3 Ocak 2012 Salı

İki Film İki Felaket Senaryosu



Dün Contagion (Salgın), bugün Perfect Sense (Yeryüzündeki Son Aşk –bu nasıl gerzek bir isimdir) derken iki gündür hastalık, virüs, yok olma öykülerine maruz kaldı bu bünye. İki filmi de filmsel ölçüler içinde çok beğenmedim ama öyküler çok etkileyiciydi benim açımdan. Güzel hikâyeler ama film olarak topluca vasat çizgide gezinen iki film... Her zaman iyi hikâyeler iyi film olur diye bir kural yok tabiî ki. Gerçi karşımızdaki filmler kötü değil ama eksikler. Hangi açılardan peki?

İlkin Contagion fazla karakterki bir film dolayısıyla öykünün kesişmedikçe bir yerlerde kesilmesi ve bir diğer karaktere geçilmesi oldukça doğal bir yaklaşım. Ancak Soderbergh bir öyküden diğerine geçerken aradaki köprüyü iyice sallandırıyor ve birini ötekine bağlayacağım derken öykü iyice tesadüfler yumağı haline geliyor. Gerçi her öyküyü birbirine bağlama gayreti içinde çırpınmıyor ama her biri değerli ve adamakıllı oyuncular tarafından canlandırılan karakterler de koşmaya başlamışken yarı yolda duran koşuculara benziyorlar. Bu açıdan film biraz fazla ve dolayısıyla eksik. Keşke dünyanın dört bir tarafına yayılayım derken daha kısıtlı bir karakter sayısıyla uğraşsaymış da biz de karakterleri daha iyi tanıyabilseymişiz. Bunun dışında Contagion müthiş bir paranoya duygusu yerleştiriyor üzerinize ki kurtulmak biraz zaman alıyor. Filmi izledikten sonra dokunduğunuz yerleri bir daha düşünmeden, insanlara biraz daha mesafeli durmadan edemiyorsunuz. Filmin belgesel gibi bir anlatım tutturması da iyi bir seçim. Öykünün sadece kurmaca olmadığı ve gerçeklik sınırının düşündüğümüzden de fazla kalın çizildiği aşikâr. (Ancak yine de kötü –Batı’Nın karşısında olmanın ve ezilmişliğin getirdiği asilikle bezenen uzakdoğulu tiplemeler klişesi çok irrite edici onu da belirtmem gerek)

Perfect Sense, müzikleriyle, yarattığı apokaliptik cehennemi bireysel düzeyde yaşatması ve buradan çoğulculuğa ulaşmasıyla ve harika öyküsüyle müthiş bir film olma potansiyelini maalesef yine yarattığı iki karakterin karikatürize davranışlarıyla yitirmiş bir film. Filmden çok etkilendim. Ama anlattığı öyküyü anlatma biçiminden değil, anlattığı öykünün gerçek olması takdirde insanların neler yaşayabileceğini kafamda durmadan kurmamla alakalı bu etkilenme. Yani filmin kendisi değil yine öyküsü etkiledi beni. İnsanların duyularını bir bir yitirmeleri ve bunu ilkin müthiş bir başkaldırı sonra kabullenme ve şartlara ayak uydurup ona göre yaşamı biçimlendirme halleri çok etkileyiciydi. Ama merkezde yer alan aşk öyküsü (aşkın kendisi değil) filmin dışında gibi geldi bana. Fazlasıyla yapay bir duruşu vardı bu aşkın kahramanlarının. Perfect Sense’İn müzik seçimi, renk paleti, geçişleri çok iyiydi ama dediğim gibi filmin tam olarak kendisi değil, ilk hali yani çıkış öyküsü etkiledi beni. Tabiî ki Ewan McGregor’u izlemek de ayrı bir keyifti diyerek kapatayım bahsi.