21 Temmuz 2012 Cumartesi

Stone sen kendini ne sanıyorsun?



İşbu yazı tamamıyla bir içdöküş ve eli sopalı bir öğretmen edasıyla yazılmış olup Oliver Stone'a "taş olacaksın taş" diye beddua ettirebilecek bir kapasiteye sahiptir, sakınınız!!


Bakın ben kavgamı baştan yaparım, yukarıdaki uyarıyı okuduktan sonra mademki devam ediyorsunuz okumaya Oliver amcaya söylenecek her sözü kabul edeceksiniz demektir, biliyorsunuz eli sopalı dedim bir kere, itiraz kabul etmem.


Geçen iki hafta boyunca film bombardımanına tutulduk, bir haftada dokuz film gösterime sokmak nedir gözüm ya?? Korktunuz The Dark Knight Rises'dan çekin bakalım filmleri öne, sizi gidi hınzırlar sizi. Neysem efendim, ben kara şovalyemi bekleyip dururken e tabiî diğer filmleri de görmemezlik edemezdim. İzleyim de bazı filmlerin değerini daha iyi anlayım derken, Oliver amca başımıza taş gibi yağdı mübarek. Kendisi hakkında çok da olumsuz fikirlere sahip olmayıp -o güne kadar- bazı filmlerini dahi sevmişliğim vardır. (nasıl sevilmez ki bir Platoon, değil mi efendim ama?) Gittik son filmi Savages (Vahşiler, bak bak isme bak) filmini izlemeye. Zaten film 130 dk mı ne, hadi dedik yönetmenin hatrı var, ne bileyim bir Demian Bishir, bir del Toro, hadi olmadı Aaron gibi bir abide-i devran var dedik, ne kadar kötü olabilir ki modundayım ki offfffff offfffff. Zaten jenerik akmaya başladığı anda anladım ne mal olduğunu karşımdakinin (bu cümlede hep birlikte Engin Altan Düzyatanlaşıyoruz, tamam geçti şimdi bıraktık) 
Ne diyordum? Ha evet, jenerik akmazdan evvel zaten giriş sahnesiyle içimi bayan Savages'ın jeneriği akmaya başladığı anda tamam dedim tü kaka Meksika, viva Amerika!! Ama bu kadarını da beklemiyordum sayın okuyucu-izleyici. Yenilir yutulur hatta tutulur bir tarafı olmayan hikâyenin ne işleniş şekli, ne içeriği filmi kurtarmaya yetmedi. Hangi yıldayız be adam, Tarantino ortaya çıkalı yıllar olmuş hiç mi izlemedin de kendini Tarantino sandın? Hadi onu geçtim, sen bu kadar ırkçı mıydın arkadaş? Neymiş, Amerika'nın güneyindekiler çirkin, pis, kartel; kuzeydekiler "tamam ben bu işi yapıyorum da sor bakalım niye yapıyorum" modunda, sanki Banker Bilo izliyoruz da Şener Şen bize soruyor biz de dinliyoruz. Hadi bir kabahat yapıyoruz ama bunu da yüksek değerler uğruna yapıyoruz, bak biz üçüncü dünya ülkelerine gidiyor onlara yardım ediyoruz diyen bir karakter ne kadar inandırıcı?? Ya öbür savaş gazisi hayvanattan bozma kişilik? Kendini mi unutmaya çalışıyorsun kadının üzerine çullanırken. Kadına değinmek bile istemiyorum, 2 böcek 1 çiçek modunda bir aşkımsı izletiyor bize zorla Üstelik kızcağaz napsın ailesi sorunlu, hakkı var şimdi! 


Gelgelelim caanımmm Beniciom ile caanımmm Demian öyle kötü ve pisler ki sen misin onları beğenen şimdiye kadar. Oliver amcam olmasa, uyanamayacağım bu gerçeğe. 


Oliver, sözüm sana!! Son zamanların (sevmesem de kullanacağım şimdi) her dile pelesenk olmuş o ünlü özdeyişiyle: Oğlum bak git!! Git kendine bu kadar sövdürtmeden! Ya belgesel yap ya çekil önümüzden. Ben seni Platoon'la hatırlamak istiyorum, JFK'yla, Commandante'yle hadi olmadı Wall Street'le.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder