Sanırım tanıtımında dönen "Don't let the name fool you" ifadesini aratmayacak bir sonla bitti ikinci sezon The Good Wife'ta. Yavaş yavaş gözünü hırs bürüyen ve karanlık tarafa doğru yol alan bir Alicia çıktı karşımıza bu sezon. O, artık sadece çocukları için yaşam mücadelesi veren bir kadın değil, kadınlığının farkına varan ve bunu kullanmaktan da çekinmeyecek bir hale geliyor yavaş yavaş. Bu hırsı Diane fark etti ya vay haline diyorum.
Bir türlü sevemedim ben Alicia'yı, artık sevebileceğimi de hiç sanmıyorum. Alicia'dan daha uzak, daha soğuk bir karakter olan Kalinda, fazlasıyla antipatik Eli Gold bile benim için daha sevimli karakterler. Archie Panjabi ve Alan Cummings ayrı ayrı tebriği hak ettiler bu sezon.
2. sezonda en sevdiğim karakter Eli... Evet, o sarkastik gülüşlü, gözünü budaktan sakınmayan, kaz gelecek yerden tavuk esirgemeyen, süper antipatik Eli. Müthiş bir Alan Cummings kompozisyonu.
Zaten sırf bu ağlama sahnesi yüzünden bile gıcığım Alicia'ya...

Neyse, sezon sonuna doğru gözünü iyice hırs bürüyen ve karanlık tarafa geçtiğini iyice hissettiren bir Alicia var karşımızda. 3. sezon tanıtım posteri yanlış söylemiyor sanırım (bknz ikinci foto)
Yarın başlıyor üçüncü sezon. Ben geriden takip ettiğimden benim için uzun sürei bir ayrılık olmadı üçüncü sezon bekleyişi. Bakalım karanlık bir Alicia neler yapacak? Zayıf yönleri iyice belirginleşen Kalinda durumu nasıl toparlayacak? Peter & Cary işbirliğinden neler doğacak? Alicia'ya devamlı belirli bir mesafeden bakan ve onun hırsını belki de ilk keşfeden kişi olan Diane, Alicia & Will karşısında nasıl bir tavır takınacak? Bekliyoruz efenim...