7 Ekim 2012 Pazar

Portakalı soyduk başucumuza koyduk

Yine bir festival geldi dayandı kapıya, dile kolay hem de kırk dokuzuncu defa. Bu süreklilik sinema adına çok güzel bir olay; halkın kabullenişi, Türkiye'nin sayılı festivallerinden biri olmak vs. Hal böyleyken gönül isterdi ki her yıl biraz daha kötüye giden organizasyon gözdeki çapak gibi bizi rahatsız etmesin. Ama öyle mi? 

Bu yıl Altın Portakal tartışmaları Hülya Avşar'ın Ulusal Yarışma Juri Başkanı olmasıyla başladı. Zaten bir süredir devam eden manasız Altın Koza ve Portakal karşılaştırmaları maalesef görüyoruz ki anlamsızlık yüzeyini geçemiyor ve sanırım geçemeyecek. Neyse, dün akşam açtık efenim festivali; ama ne açtık değil mi sayın okuyucu!!!

Bir festival açılışı mı Ömür hanımın resitali arası ödüllendirme projesi miydi izlediğimiz anlayamadık. Kendisinin beyan ettiğine göre on altı şarkı söylemiş kendileri. Şimdi söylemiş diyorum ama biliyorsunuz söylemek fiili içinde bir nebze de olsa bir şeyi sanki yapabilmiş gibi bir izlenim bırakıyor insanda. Sahnede yaptığının ne olduğuna dair Türkçe bilgim yetersiz olduğundan kendisinin kullandığı söylemek eylemini içim sızlaya sızlaya yazıyorum. 

Ömür hanımın performansının tamamını izlemedim. Üzgünüm ama buna hangi kulak, kalp ve bilumum organlar dayanabilirdi ki? İlkin Arkadaş'la başladı sanıyorum, en azından ben orada yakaladım. Sonrasında televizyonu kapattım ama twitter'dan gelen ağır bilgilendirme mesajları üzerine neler olup bittiğini takip etmek istedim doğrusu. Ülkem gündeminden bu kadar ayrı duramazdım anlayacağınız. Ve ne duysam beğenirsiniz? Caanımmm ABBA yerlerde, Eurythmics'in caanımm performansı Sweet Dreams yerde bile değil düşünün artık ötesini berisini. Hadi onu bunu geçtim. (Bakın on altıymış parça sayısı, katlananınız varsa aferin diyorum, elden bir şey gelmez) Bugün kendileri twitter'da sayın güzel insan, iyi yönetmen ZABO'nun kendisini performansından ötürü tebrik ettiğini söylediler/yazdılar. Bu yönetmen kimdir, necidir diyeceğinize ben yardımcı olayım efenim, kendisi :

István Szabó - IMDb

Artık bu kadarına ne denir, ne söylenir bilemeyeceğim sayın okuyucu! Alıp başımızı gitsek buralardan diyorum. Biliyorum ülke gündemi bundan ibaret değil, zaten her zaman konuştuğumuz, yazdığımız şeylerden daha önemli mevzular olduğu, bunlara takılmamız gerektiği başımıza kakılıyor. Fikrimizi beyan ettikçe, sana mı kaldı deniliyor. Ancak çıkıp birilerinin gerçekten hak edenlere söylemesi gerekmiyor mu bu sözü:

Evet, gerçekten de SANA MI KALDI sinema, müzik, sanat??



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder